Nihal Atsız: Türkçülüğün Sarsılmaz Sesi
Nihal Atsız, Türkçülük ve Turancılık akımlarının öncülerinden biri olarak, yazılarıyla ve fikirleriyle Türk milliyetçiliğine önemli katkılarda bulunmuş bir düşünür ve yazardır. Kıvrak zekası ve keskin kalemi sayesinde, Türk tarihi ve edebiyatına dair derinlemesine bir bilgi birikimine sahip olan Atsız, özellikle Göktürkler üzerine yaptığı incelemelerle tanınmaktadır. Toplamda 34 kitap ve birçok şiir kaleme almış olan bu büyük şahsiyet, Türkçülük hareketinin köklü bir temsilcisi olarak öne çıkmaktadır.
Hayatı ve Eğitim Yılları
Nihal Atsız, tam da İstanbul’un kalbinde, 12 Ocak 1905 tarihinde dünyaya gözlerini açtı. Annesi Fatma Zehra Hanım, babası ise binbaşı Mehmet Nail Bey idi. Aile içinde; Ahmet Nejdet Sançar ve Fatma Nezihe Çiftçioğlu adında iki kardeşi bulunuyordu. İlk eğitimini Kadıköy’de alan Atsız, burada hem ilkokul hem de ortaokulu bitirdi. Daha sonra Askeri Tıbbiye’ye kaydoldu ancak, bu süreçte Türkçülük akımı ile tanışması hayatının seyrini değiştirdi. Ne yazık ki 1925’te yaşadığı bazı zorluklar sonucunda eğitimine devam edemedi ve kabataş Erkek Lisesi’nde öğretmenlik yapmaya başladı.
Atsız, daha sonra İstanbul Darülfünunu Edebiyat Bölümü’ne kaydoldu ama askerliğini tamamladıktan sonra eğitimine dönebildi. "Anadolu’da Türklere Ait Yer İsimleri" başlıklı makalesi, onun kalemin gücünü bir kez daha ortaya koymuştu. 1930 yılında mezun olmasının ardından hocası Mehmet Fuat Köprülü’nün desteğini alarak, üniversitede asistanlık yaptı. Ancak, yayınladığı bir makale yüzünden 1933’te bu görevden uzaklaştırıldı.
Türkçülük Mücadelesi ve Siyasi Hayatı
Atsız, öğretmenliğe dönecek olsa da, farklı bir yolda yürümekten geri durmadı. Malatya ve Edirne gibi çeşitli şehirlerde eğitim vermeye başladı. Bu dönemde "Orhun" adında bir dergi çıkararak Türkçü fikirleri yayma mücadelesine girişti. Ancak bu dergi, tarih kitaplarına yönelik sert eleştirilerinden dolayı kısa bir süre içinde yayını durduruldu. 1934 yılında İstanbul Deniz Gedikli Hazırlama Okulu’na atanan Atsız, burada da uzun süre kalamadı. İkinci Dünya Savaşı sırasında "Orhun" dergisini yeniden çıkaran Atsız, bir makalesinde bazı kişileri Marksist olarak nitelendirerek, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Bu çıkışı ona Boğaziçi Lisesi’ndeki işinden olmasına neden oldu.
Yine bu dönemde, Sabahattin Ali’den açılan bir hakaret davasıyla altı ay hapis cezasına çarptırıldı. 1944 yılında, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün Atsız ve arkadaşlarına yönelik sert sözlerinin ardından yargılanarak 6,5 yıl hapse mahkum edildi. Temyiz süreci sonunda cezası 1,5 yıla indirilse de, bu durum onun ezici bir baskı altında yaşamasına neden oldu.
Son Yılları ve Mirası
1949 yılında, iş bulmakta zorlanan Atsız, Milli Eğitim Bakanı’nın desteğiyle bir kütüphanede çalışmaya başladı. Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle birlikte Haydarpaşa Lisesi’nde öğretmenliğe devam etti. Ancak, 1952’de verdiği bir konferans sonrasında görevinden alındı ve Süleymaniye Kütüphanesi’nde emekli olana kadar orada görev yaptı.
Atsız, 1950’li yıllarda “Orkun” ve “Ötüken” dergilerinde yazmaya devam ederek Türkçü düşüncelerini yayma çabalarını sürdü. "Ötüken" dergisindeki bazı yazıları yüzünden tekrar hapis cezası aldı fakat, öğretmen ve öğrencilerinin girişimleri sayesinde Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk tarafından affedildi. Nihal Atsız, 11 Aralık 1975’te geçirdiği kalp krizi sonucunda hayata gözlerini yumdu. Bugün bile, Türkçülük hareketinin önemli figürlerinden biri olarak hatırlanmaktadır. Onun eserleri ve düşünceleri, Türk milliyetçiliği ile ilgili tartışmaların merkezinde yer almaya devam ediyor.