Ercan Güven: Türk Spor Gazeteciliğinin Kayıp Bir Değeri
Spor basınının parlak simalarından biri olan Ercan Güven, hayatının en zorlu mücadelesini kaybetti. Geçirdiği kalp krizi sonrası yaşamını yitiren Güven, özellikle Milliyet Gazetesi’ndeki etkileyici kariyeriyle tanınmıştı. Onun cenazesi, 23 Eylül Pazartesi günü Şakirin Camii’nde kılınacak ikindi namazının ardından Çamlıca Mezarlığı’nda son yolculuğuna uğurlanacak.
Ercan Güven, yalnızca bir gazeteci değil, aynı zamanda Türk sporunun önemli bir parçasıydı. 1980’li yıllarda, spor yazarlığına adım attığı Milliyet Gazetesi’nde yazdığı makalelerle okuyucularını sporun büyülü dünyasına davet etti. O dönemde Türk sporunun nabzını tutan bu kıymetli kalem, yazılarıyla birçok kişinin gözünde bir rehber haline gelmişti. Unutulmaz bir isim olan Güven, aynı zamanda merhum Namık Sevik’in yeğeni olarak da tanınırdı. Bu bağ, ailesinin spor dünyasına sunduğu katkıların ne denli derin olduğunu gözler önüne seriyor. Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) üyesi olan Güven, meslektaşları tarafından daima saygıyla anılacaktı.
Ercan Güven’in vefatı, sadece spor camiasını değil, pek çok insanı derinden etkiledi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un sosyal medya üzerinden paylaştığı başsağlığı mesajında, Güven’in gazeteciliğe kattığı değerler vurgulanarak, ailesine ve sevenlerine sabır dileğinde bulunuldu. "Geçirdiği rahatsızlık nedeniyle vefat ettiğini öğrendiğimiz Milliyet Gazetesi spor yazarı, değerli gazeteci Ercan Güven’e Allah’tan rahmet diliyorum," sözleriyle duygularını ifade eden Altun, onun adını yaşatmak için bir vesile olduğunun farkındaydı.
Güven’in ölümü, spor gazeteciliğinde bir dönemin kapandığını gösteriyor. Onun yerini alacak yeni sesler, belki de bir gün onun derin bakış açısını ve samimi anlatımını yakalayabilecek mi? Sporun sadece bir oyun değil, hayatın ayrılmaz bir parçası olduğunu anlatan Güven gibi isimlere duyulan özlem, bu sorunun cevabını aramamıza neden oluyor.
Sonuç olarak, Ercan Güven’in hayatı, cesur kalemi ve tutkusu ile doluydu. Onun anısı, sadece yazdığı satırlarda değil; sporun ruhunda da yaşamaya devam edecek. Kendi hikayesini kaleme alan Güven, ziyaretçisi olduğu o güzel dünyada sonsuz bir yolculuğa çıkıyor. Onu anarken, belki de en doğru sözü paylaşmalıyız: "İyi bir spor gazetecisi, yalnızca bilgi aktaran değil, bu bilgiyi duygularıyla harmanlayarak okuyucunun kalbine ulaştıran kişidir." Ercan Güven’in bu tanıma hangisi olduğuna şüphe yok; o, tam anlamıyla bir efsaneydi.